Search

Cildimizdeki Renk Bozuklukları ve Güneş Lekeleri İçin Neler Yapabiliriz?

CİLDİMİZDEKİ RENK BOZUKLUKLARI VE GÜNEŞ LEKELERİ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?

Cilt lekeleri neden oluşur? Yüzümüzdeki lekelerden kurtulmak mümkün mü? Leke oluşumunu önlemek için neler yapabiliriz? Güneş lekeleri ve hamilelikte oluşan lekeleri giderebilmek için ne tür ürünler  kullanmalıyız?  Tüm bu soruları deneyimli ve uzman kimyager Filiz Arıkan’a sorduk, işte cevaplar; İnsanda cilt renginin başlıca belirleyici faktörü olarak melanin baz alınmıştır. Cilt rengi siyahtan beyaza kadar değişkenlik gösterirken, bunun kesin nedeni belirlenememekle birlikte insan genetiğine bağlıdır. Bunun yanı sıra cildin üst tabakası renksiz olmasına rağmen, epidermisin 1. ve 2. tabakasında bulunan  melanin cilde rengini verir. [1] İnsan vücundunda bulunan melanin bilim adamları tarafından renk uzmanı diye adlandırılırken vücudu güneş ışınlarına karşı korur. Melanin maddesinin hareketliliğinde en önemli etken güneş ışınlarıdır. Güneş ışınlarının süresi ve şiddeti mevsimlere ve gün uzunluğuna göre değişir. Melanin maddesi de buna göre harekete geçer ve ten rengini belirler. Adeta bir renk uzmanı gibi cildin ihtiyacına göre renginin açılmasına veya koyulaşmasına neden olur, göze rengini verip zararlı ışınlardan korunmasını sağlar, bulunduğu miktara göre her insana saç rengini verir. [2] Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerindeki insanlar güneyde yaşayanlara göre çok daha açık tenli ve sarışın olurlar. Çünkü bu ülkelerde gökyüzü çoğu zaman bulutlu ve hava yağışlıdır. Güneş daha az sürede ve şiddette etki eder. Bu da güneş ışınlarından daha fazla yararlanmak için melanin maddesinin saçta ve ciltte daha az salgılanmasını sağlar. [2] Melanin cilt rengini belirlemede en önemli faktörken, bu hormonun olması gerekenden az yada fazla salgılanması cilt üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Ciltte melaninin aşırı salgılanması lekeli bir görünüme ve ciltte ton farklılıklarına neden olur.  Melaninin fazla salınmasına güneş ışınları, hormonlar ve çeşitli etkenler  neden olablir. Güneş ışınları : Cilt devamlı olarak güneşten gelen UV ışınlarına maruz bırakıldığında cilt hasarları meydana gelebilir. Fazla ve sürekli güneşe maruz kalan insanlarda cildin UV ışınlarından korunmasını sağlamak amacı ile olması gerekenden fazla melanin hormonu salgılanır. Aşırı salgılanan melanin hormonu ciltte kahverengi lekeler oluşmasına neden olur. Hormonlar : Hamilelik sırasında veya sonrasında birçok bayanın teninde görülen lekelenmelerin sebebi, hamilelik dolayısıyla oluşan hormonsal değişikliklerdir. Bunun yanı sıra bu kahverengi lekelerin dışardan alınan doğum kontrol haplarına ve hormon ilaçlarına karşı vücudun gösterdiği tepkilerden de oluşabildiği görülmüştür. Ciltte leke oluşumunu engellemek mümkün mü? Ciltte oluşan bu lekelenmeler ve ton farklılıklarını önlemenin başlıca iki yolu vardır;
  1. Aşırı yada olması gerekenden az melanin sentezini engellemek
  2. Epidermal yenilenmeyi hızlandırmak

Melanin sentezini engellemek için çeşitli maddeler ve kozmetik ürünleri olsa da kanserojen olma ihtimali düşünülerek organik kozmetik ürünler ve bitkisel kökenli ürünler tercih edilmelidir. Örneklendirecek olursak arbutin en etkili leke açıcıdır.

Kobe Üniversitesi, Osaka Prefecture Üniversitesi ve Biokimyasal Araştırmalar Laboratuarında yapılan araştırmalar sonucunda bitkisel arbutinin cilt lekelerinin tedavisinde etkili ve güvenli bir madde olduğu kanıtlanmıştır. Bitkisel leke giderici olarak da tanımlanan bitkisel arbutin, biyolojik teknoloji ile kozmetikte ciltte renk açma özelliği en etkin maddedir. Cilt lekelerinin azaltabilmesinin nedeni enerjiyi (ATP) arttırarak cildin onarıcı fonksiyonlarının düzenli çalışmasını ve hücreler arasında ki iletişimin güçlenmesini sağlamasıdır. Bu sayede ciltteki fazla melanin hormonunu renksiz maddeyle değiştirir ve cildin renk tonunu düzenleyerek leke oluşunu önler.  [3] Cilt lekeleri olanlar ve önlemek isteyenler kozmetik seçimi yaparken nelere dikkat etmeli? Hangi içeriğe sahip ürünlere yönelmeliler? Doğanın mucizesi olarak bilinen gül yağı ve gül suyu doğrudan melanin hormonuna etki ederek olmasa da antiseptik özelliği olması nedeni ile cildi tazeler, yeni hücre oluşumunu hızlandırır ve ciltteki güneş ve doğum sonrası oluşan lekelerin temizlenmesine yardımcı olur. [4] Ciltte yaşlılık lekesi olarak da bilinen kahverengi lekelerden kurtulmaya yardımcı olan Vitaminlerden en önemlisi E vitaminidir. E vitamini karaciğer fonksiyonlarının yerine getirilmesine yardımcı olarak hormon salınımını düzenler. Bu sayede kahverengi lekelerin yayılmasını önemli derecede yavaşlatır. Kozmetik ürünlerinde son zamanlarda bitkisel çözümler geliştirme popülaritesi artmıştır. Zeytinyağı temizleyici, nemlendirici ve canlılık verici olduğundan kozmetik ürünlerde en çok tercih edilen bitkisel  yağlardan olmuştur. Antioksidan özelliği ile zeytinyağı ciltteki yaşlanma etkilerini geciktirerek cildin genç ve taze görünmesini sağlar. Ciltte yanma, kızarma gibi yan etkilere neden olmazken hücre yenileyici özelliği ile cilde parlaklık verir ve cilt lekelerin oluşumunu engeller. [5] Ciltlerinde leke problemi olanların ürün seçerken içerik kısmına dikkat etmesi ve içeriğinde gül yağı, kayısı yağı, E vitamini, zeytinyağı ve de arbutin olan ürünleri tercih etmeleri gerekir. Yağların organik olması ise çok önemli bir detaydır. İçerikteki maddenin etkinliğinin yüksek olması için mümkünse organik içeriğe sahip ürün tercih edilmesini öneririm. Yalnız buradaki en önemli husus düzenli ve uzun süreli kullanımdır. Bir iki ay kullanıp hemen sonuç beklemek doğru olmaz, en az 6 ay süresince düzenli bir şekilde aynı ürünü kullanmaya devam etmek gerekir.

Saçlarımız neden dökülür?

Saçlarımız neden dökülür? Saç dökülmesini engellemenin bir yolu var mı? Saç dökülmelerine karşı nasıl ve ne sıklıkta bakım yapmalıyız?  Saç dökülmesi için ne tür içeriklere sahip ürünler kullanmalıyız, hangi ürünlerden uzak durmalıyız? Tüm bu soruların cevaplarını yıllarını kozmetik sektörüne harcamış olan deneyimli ve uzman kimyager Filiz Arıkan’a sorduk ve işte Filiz Arıkan’ın bizim için derlediği bilgiler; Semptomatik saç dökülmesi, belirli bir kalıba uymayan yaygın saç seyrelmesiyle sonuçlanabilen, akut veya kronik seyreden bir saç kaybı şeklidir. Semptomatik saç dökülmesi özellikle bayanlarda görülür. Günde 50-100 arası saç dökülmesi normal kabul edilirken aşırı miktarda dökülme ve saçta gözle görünen incelme varsa müdahale edilmesi gerekmektedir. Saç dökülmesinin tedavisine geçmeden önce, saç dökülmesinin tipi mutlaka bir uzman hekim tarafından incelenmelidir. Zira birçok hastalık, birçok hormonal, metabolik ve besinsel etkiler ile saç dökülmesi oluşabilir. Bunlar ortadan kaldırılmadan %100 tedavi hiçbir zaman mümkün olmaz. Saçlarımız neden dökülür? Olağan Saç Dökülmesi: Ömrünü tamamlamış saç kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, şampuanla yıkama, fırçalama, saça şekil verme çalışmaları) dökülür. Bunun yerine yeni saç çıkar. Günde ortalama 50 -100 adet saç dökülür. Strese Bağlı Saç Dökülmesi: Psikolojik stres sonrası olan saç dökülmelerinin altında yatan esas olay psiko-nöroendokrin sistem ile immun sistem arasındaki karmaşık etkileşmedir. Yani immun sistem psikolojik olayların etkisiyle harekete geçer ve sonuçta saç dökülmesi meydana gelir. Tıp literatürü ani, ciddi stres sonucu ortaya çıkan saç kayıpları örnekleri ile doludur. Sevilen birinin ölümü, iş kaybı  gibi akut, ciddi stres halleri çarpıcı, hızlı, şiddetli saç dökülmelerine yol açabilir. Kozmetik Uygulamaların Ortaya Çıkardığı Saç Problemleri: Şampuanların içindeki maddelere karşı irriten veya alerjik dermatitlerin gelişmesi mümkündür. Dermatitler ise saç dökülmesine sebep olacaklardır. Yanlış uygulama sona erdikten bir süre sonra cilt yavaş yavaş eski sağlığına kavuşur. Saç Boyaları: Çeşitli renklendirme yapan saç boyaları; sert, kırılgan, cansız saça neden olduklarından zararlıdır. Olabildiğince organik boya tercih edilmeli, organik bulunamıyorsa da bitkisel bazlı olanlar kullanılmalıdır. İlaçlara Bağlı Saç Dökülmeleri: Saç folikülleri yüksek oranda kan alan bölgelerdir. Vücuda giren herhangi bir ilaç kan yoluyla saç köküne gelir. Eğer ilaç uzun süre alınır ve yoğun bir biçimde saç köküne gelirse tüm saçlar dökülebilir(diffuz alopesi). Genetik Hastalıklar: Genetik hastalıkların önemli bir kısmında saç bulgularına rastlanır, ayrıca da pek çok birincil saç hastalığında genetik faktörler etkilidir. Tanı konurken dermatoloji ve genetik uzmanlarının görüşünü almak gereklidir. Yaşlanma: Yaşlanan organizmanın dayanıklılığı azalır. Saç da bir organizma parçası olduğundan, geçen yıllar saçların da dayanıklılığını azaltır. Genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde geçen zaman içerisinde saç dökülmesi oranı artar. Saç dökülmesi bireyi oldukça etkileyen estetik ve sosyal bir problemdir. Özellikle kadınlarda ciddi psikolojik problemlere neden olabilir. Günümüzde saç dökülmesinin tıbbi müdahaleler haricinde birçok tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Saç dökülmesini engellemenin bir yolu var mı? Saç dökülmelerine karşı nasıl ve ne sıklıkta bakım yapmalıyız? Saç dökülmesi için ne tür içeriklere sahip ürünler kullanmalıyız, hangi ürünlerden uzak durmalıyız? Çinko ve B6 vitamini sıklıkla alınmalı. Kozmetik saç bakım ürünlerinde;  iyi kalitede, etkin formüle sahip ürünlerin kullanılması tüketici açısından en kritik faktördür. Doğru bilgilendirme ile kullanımla ilgili detaylar da atlanmamalıdır, örneğin yağlı saçlar ile hazırlanmış bir şampuanı normal veya kuru saça sahip biri kullandığında saç ve saç derisi zamanla kurur ve kepek, dökülme, kırılma problemleri yaşanır. Dökülme problemlerine karşı kozmetik çözüm olarak öncelikle sülfat (içerik kısmında SLS veya SLES olarak yazılır genelde) içeren şampuanların kullanılmaması gerekir, çünkü saçı ve saç derisini kurutan sülfat içerikli şampuanlar, dökülme problemini arttırır. Bitkisel ürünlerin antioksidan etkileri ve vitamin içeriklerinin saç üzerindeki faydaları yüksektir. Organik sertifikalı ürünler ise güvenilir içerik ve yüksek etkinlikleri sebebiyle öncelikli olarak tercih edilmelidir. Argan yağının saça faydaları arasında ilk sıralarda saça doğal parlaklık vermesi, yıpranmış saçları yumuşatması ve kırık oluşumunu azaltması gelmektedir. Ayrıca saçın esnekliğini arttırarak koparak dökülmeleri en aza indirir. E vitamini bakımından zengindir ve E vitamini sağlıklı saçlar için en önemli vitaminler arasında yer almaktadır. Antioksidan etkisi bulunan E vitamini güneşten, boyadan yıpranan saçların toparlanma sürecini kısaltır. Susam yağı vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve lesitin açısından çok zengindir. Özellikle E, A ve B kompleks vitaminleri içerir. Mineral olarak demir ve kalsiyumca zengindir. Sesamol, besamolin ve sesamin antioksidanları da yer alır. İçerdiği Omega 9 oranı ve antioksidanlar nedeniyle ısıya, tere ve ışığa karşı dayanıklıdır. Saçlar bu yolla güçlenir ve beslenir. Özellikle kepekli ve mantar enfeksiyonlu saçlara çok iyi gelir. Kayısı yağı mineral, vitamin ve doymamış yağ asitlerini içerir. Saç derisi üzerinde de faydası bulunur. Saç köklerinin beslenmesine destek olur. Zeytinyağı nemlendirici etkisiyle saç derisini yumuşatır ve kepek oluşumunu en aza indirir. Kış aylarında, soğuktan yaz aylarında da tuzlu su ve güneşin zararlı ışınlarından dolayı artan saç uçlarının kırılmasına karşı oldukça etkilidir. Saçların daha parlak olmasını sağlar. Shea yağı derinin yeniden canlanması için gereken A ve D vitaminlerini, kendini yenilemesine yarayan E vitaminlerini, elastikiyetini korumasına yardım eden F vitaminlerini ihtiva etmekte ve derinin ihtiyacı olan bütün ana maddeleri bünyesinde bulundurmaktadır. Saç bakımında ideal yağlardan birisidir, yıpranmış saçları derinlemesine nemlendirerek, saçların kırılmasını ve koparak dökülmesini engellemeye yardımcı olur.

Bakmaya Doyamadıklarımıza, ICEA Sertifikalı Organik Bakım!

Doğanın mucizesi bebeklere, doğanın mucizesi ürünler... Bebeğinizin cildi, sizin cildinizden 3 kat daha ince ve narindir. Yetişkin cildinin özelliklerine ve işlevselliğine sahip değildir. Enfeksiyon, tahriş ve alerjik reaksiyonlara çok duyarlıdır. Ayrıca kanserojen ve toksik kimyasallara sizden 100 kat daha hassastır. Ecowell Bebe Şampuanı, Bebe Losyonu ve Bebe Yağı içerisinde hiçbir zararlı kimyasal bulunmayan ICEA “Ecobio Cosmetics” sertifikalı doğal ve organik içerikli ürünlerdir. Bebeğinizin saçına ve vücuduna güvenle kullanabileceğiniz doğal bakım ürünleridir. Bebeklerimiz kıymetlidir ve sertifikalı doğal ve organik içerikli ürünler onların ciltlerine ve vücutlarına yapılan uzun vadeli bir yatırımdır. Ecowell ile bebeğinizin hassas cildi her zaman güvende. Nedir? Neden zararlıdır? Hemen hemen tüm kişisel bakım ürünlerinin içerisinde sıklıkla karşılaştığımız paraben, parafin ve SLS / SLES'in doğrudan ve dolaylı olarak vücudumuza zarar verdiği konusunda pek çok sağlık kuruluşu ve bağımsız denetim kurumları hemfikir. Kozmetik ve kişisel bakım malzemelerimizi seçerken içeriğinde ne olduğuna mutlaka bakmalıyız. Hijyen ve bakım için üretilmiş ancak içeriğindeki ağır kimyasallar nedeniyle yüksek kanserojen etkiye sahip olan ürünleri hemen hemen her gün kullanıyoruz ve nasıl zarar gördüğümüzü malesef bilmiyoruz. En çok karşılaştığımız paraben, parafin, formaldehit, Propylene Glycol ve SLS/ SLES'in etkilerine şöyle bir göz atalım; Paraben: Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde koruyucu, raf ömrünü uzatıcı olarak kullanılır. Toksik bir maddedir. Ciltte tahrişe ve alerjik reaksiyonlara sebep olur. Ayrıca egzemalı cilde uygulandığında da reaksiyona yol açabilir. (1,2) Daha da önemlisi parabenler deriden geçebilir, kan dolaşımına ulaşabilirler. (3,4) Parabenler östrojen hormonunu taklit eden maddelerdir. Paraben gibi hormonal etkileri artıran kimyasal maddeler, özellikle östrojen hormonunun tetiklediği göğüs kanserinin yaygınlaşmasına sebep olur. Parabenlerin ve parabenler vücutta parçalandıktan sonra oluşan ürünlerin hayvan modellerinde sperm miktarı ve kalitesini azaltma, rahim dokusuna bağlanma gibi sonuçları olabildiği görülmüştür. (5) Parabenin pek çok türevi vardır, ürün alırken içerisinde methylparaben, propylparaben, butylparaben, isobutylparaben, ethylparaben isopropylparaben, ve benzylparaben varsa bu üründen uzak durmanız en sağlıklısı. Likit parafin (petrolatum, paraffinum liquidum): Petrol türevidir. Cildin yumuşak ve parlak görünmesi için kullanılır. Bebeklerin hassas cildindeki gözenekleri tıkar ve bu nedenle toksinlerin deri yoluyla vücuttan atılmasını engeller. Toksik, alerjen ve kanserojen etki yapar. SLS / SLES: Esasen yüzey aktif köpüren bir maddedir. Kan dolaşımı yoluyla kalbe, karaciğere, akciğere, beyine ve gözlere kolaylıkla geçer ve bu dokularda uzun süre kalarak kalıcı zararlar verebilir.. Kanserojen etkisi yaygın olarak bilinmekle beraber laboratuvar testleri gösteriyor ki SLS/SLES içeren ürünler özellikle bebek ve çocuklarda hormonal bozulma, göz bozulması, saç dökülmesi ve cilt yüzeyinde döküntülere sebebiyet verebilir. SLS bağışıklık sistemine de zarar verebilir, deri katmanlarının ayrılması ve cilt iltihabı gibi sorunlara neden olabilir. (6) Formaldehit: Kanserojendir. Bebek ürünlerinde kullanımı kesinlikle yanlıştır, fakat çok ucuz bir koruyucu olduğundan izinsiz üretimlerde sıklıkla kullanılıyor. Teneffüs edilmesi, yutulması ve deri ile teması halinde zehirlidir. Propylene Glycol (PG): Petrol türevi bir maddedir. Ciltte önemli sayıda reaksiyona neden olur ve düşük konsantrasyonlarda kullanımı dahi cilt için birincil derecede tahriş edicidir. (7) Ayrıca göz tahrişine, mide-bağırsak bozukluklarına, mide bulantısına, baş ağrısı ve kusmaya, merkezi sinir sistemi depresyonuna neden olabilir. (8)
  • Food Chem. Toxicol. 2002; 40:1335–73
  • Food Chem. Toxicol. 2005; 43:985–1015
  • Int J Cosmetic Science; Oct2007, Vol. 29 Issue 5, 361-367
  • Crit Rev Toxicol. 2005;35: 435-58
  • Reprod Toxicol. 2010 Sep;30(2):301-12
  • Journal of the American College of Toxicology; Vol. 2, No.
  • 1983 7. The American Academy of Dermatologists Inc, Jan 1991
  • From Material Safety Data Sheets (MSDS)
Back to Top
Product has been added to your cart